Günümüz dünyasını şekillendiren ekonomik koşullar, sosyal hayatımız üzerinde belirleyici rol oynamaktadır.
İşadamını içine alan sosyal ve iktisadi şartlar içinde, doğadaki canlılar arasında akıl gücünden yaratıcılık sağlayan, çevresini değiştirip, geliştiren tek varlık insandır.
Girişimcilik hem bireysel hem de toplumsal yaşam için yaratıcılığın önemli aracı olduğu gibi insan hayatına dinamizm ve güç katan bir özelliktir.
İnsan yaşamının temelinde ekonomi vardır. Ekonomik üretim olmadan yaşamsal ihtiyaç ve arzuların karşılanması mümkün değildir.
Yaşamak insanlaşmaktır.
İnsanlaşan toplumda değerleri çoğaltan insan eli insanlaşmış toplumun insanca yaşam şartlarını da hazırlar.
Ekonomi mantığının gereği olarak iktisadi girişimlerin temelinde kar elde ederek varlığını artırıp büyüme hedefi vardır.
Ekonomideki çok hızlı değişimler doğrultusunda, kurumsal yapıya kavuşmuş olan işletmeler için personel istihdam etmek sıradan iş olmaktan çıkarak çok yönlü detaylar içeren Personel politikası haline gelmiştir.
Sosyal bir varlık olan insanı hayvanlardan ayıran tek belirgin özellik ve ayrıcalık, düşünme yeteneğidir.
Allahın her topluma bahşetmeyeceği bir inancın etrafında birleşerek, Dünyaya ders veren direniş ve mücadele azmiyle, bağımsızlığını kazanan Türk Halkı, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde en büyük gelişmeyi, kurtuluş savaşından sonra ki dönemde kaydetmiştir.
Ülkemizdeki iktisadi ve ticari anlayış genelde girişimci üzerine kuruludur. Bu anlayışın doğal sonucu olarak yatırım yapan, işletme açan her girişimcinin aynı zamanda yönetici olduğu kanısı yerleşik hale gelmiştir.
Toplumumuzun refah ve mutluluğa ihtiyacı var. Mutluluk bir paylaşım ve dağılım işidir, yaratırken de niteliği sosyal boyutta olmalı dağılımı da o derece geniş kapsamlı olmalı.
21’nci yüzyıla girildiğinde; geçirdiği tüm evrelerdeki koşulları lehine çevirmeyi başaran insanoğlu için sahibi olduğu dünyanın bir bölümünde akılları zorlayan hızda bilgi çağının yenilikleri yaşanırken, diğer bir çok bölgesinde hüküm süren açlık ve sefalet, önemli bir çelişkidir.
İçinde bulunduğumuz çağda Dünya insanının en büyük hedefi toplumsal kalkınmaya ulaşmaktır. Bugün özellikle ekonomik ve sosyal açıdan gelişme sürecinin gerisinde kalmış ülkelerde en büyük sorunlardan birisini teşkil eden nüfus artışı nedeniyle çevresel ve ekonomik sorunlar insanlığın bir numaralı mücadele konusu haline gelmiştir.
Çağdaş dünyanın benimsediği yönetim biçimi Demokratik sistemdir.Ulusların varlığını teşkil eden toplumsal bütünlüğü muhafaza edecek yönetim biçimi halk iradesiyle demokratik nitelik kazanır ama demokratik düzenin işlerliği seçimle yetkilendirilen siyasal sistemin kapasite ve niteliklerine bağlıdır.
Hızla devam eden küreselleşmenin yaratmış olduğu şartlar ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ülkeler arasındaki entegrasyona büyük hız kazandırmıştır.
Ülkemizin toplumsal yaşam biçimiyle, tarihsel bir irade ve mücadeleyle kazanılmış, Cumhuriyetin temel değerlerine uygun düşen yönetim modeli “parlamenter Demokratik Sistemdir”.
Oteliniz Çağrı Danışmanlığı Hizmeti istekleriniz için bizlere ulaşabilirsiniz...
©2022 MİKRO DANIŞMANLIK. Her Hakkı Saklıdır.